Lüle Taşı
MADENPEDİALületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin muhtelif derinliklerindeki başkalaşım katmanları içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucunda oluşmuş kayaçtır. Bu kayacı fark eden bir alman mineralog (E. F. Glocker) tarafından 19. yüzyıl ortalarında sepiolit olarak adlandırılmıştır. Sepiolit ismi mürekkep balığının yunanca ismi olan 'sepion'a ithafen verilmiştir. Bu mineralin Almanca ismi olan 'Meerschaum' (deniz köpüğü) da mineralin yoğunluğuna ithafendir.
Başlangıçta tamamı ihraç edilen ham lületaşları Avrupa'da işlenmekteydi. Lületaşı işlemeciliği 1940'lardan itibaren gelişmeye başlamıştır. Avusturya'da "Avusturya taşı" olarak adlandırılan bu maden, heykel ve pipo yapımında kullanılmıştır. Türkiye'de lületaşı işlemeciliği 1970'lerde büyük bir artış göstermiştir. Ham lületaşı ihracatı 1980'de yasaklanmış ve lületaşı işlemeceliğinin tamamı Cumhuriyet döneminde yetişmiş Eskişehirli ustalar tarafından yapılmaya başlanmıştır.
Lületaşından yapılma bir pipo
Zarif narin yapısıyla tamamen özgün bir malzeme olan lületaşının artık sadece tütün için araçları değil, kullanım ve estetik değeri yüksek yepyeni eserler de üretilmektedir. Yer altından çıkarılan lületaşı bünyesindeki nemi kaybetmediği sürece kolay olarak işlenebilir. Lületaşı işlemeciliği, yetenek, tecrübe ve sabırlı bir çalışma gerektiren zor fakat zevkli bir el işçiliğidir. İşlemeciliğin farklı aşamalarında, yapılan işe özel farklı bıçak ve araçlar kullanılır.
Genellikle ustaların kendilerince hazırlanan bu bıçakların ve benzeri araçların sayısı bazen elliye yaklaşır. Uzun süreli çalışmalarda nemini kaybederek sertleşen taş suya batırılarak yeniden yumuşatılabilir. Taşın doğal biçimine en uygun modelinin seçilmesi işletmede esastır. Böylece, taşın mümkün olan en az fireyle değerlendirilmesi sağlanır.
Model konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş lületaşı eserler ovularak parlatılır. Bu esnada şeffaf krem / sarı renk alan lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle, hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı işlemeciliği, Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir.
İlginizi Çekebilir