Yeşil Dönüşüm İçin Dahi Yine Madenlere İhtiyaç Var

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Yeşil Dönüşüm İçin Dahi Yine Madenlere İhtiyaç Var
Abone ol
İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya: “Çevreye zarar vermekle suçlanan madenler, temiz enerjiye geçişte çok büyük öneme sahip

Yeni ihracat hedefi 30 Milyar Dolar

30 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren sektörlerinin başında gelebileceklerini söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye, dünyada bulunan 90 maden tipinden 80’ine sahip. Madencilik zengini bir ülkeyiz. Türkiye’de madenciliğin toplam gayri safi milli hasıladan aldığı pay yüzde 1,3. Bu oran, madencilik zengini ülkelerde ortalama yüzde 7. Yıllar içinde değişmekle birlikte Çin’in yüzde 23, Rusya’nın yüzde 7, Avustralya’nın yüzde 9, ABD’nin yüzde 7, Kanada’nın ise yüzde 5. Eğer biz de bu payımızı dünya ortalamasına çekersek 42 milyar dolarlık ihracata imza atabiliriz. Yüzde 5 seviyesini dahi yakalasak, 30 milyar dolardan fazla ihracat yapabiliriz.” 

 

Çevreci bir madencilik mümkün

“Maden hayatımızın her yerinde. Gübreden yenilenebilir enerjiye, otomotiv sanayinden beyaz eşyaya kadar her alanda madencilikten elde edilen ürünler kullanılıyor. Böyle önemli bir sektör olmamıza rağmen farklı durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Çevreci bir madencilik mümkün diyoruz. Madencilerin çevreye duyarlı iş yaptığını herkese göstermek istiyoruz. Bunu da toplumsal mutabakatla sağlayabileceğimizi biliyoruz. Madencilerimiz, kadın-erkek ayırmadan tüm çalışanlarımız hepsi ülkesine hizmet eden, ülkesinin gelişmesini isteyen insanlar. Madencilere karşı oluşan tavrın değişmesini istiyoruz. Tarım sektörü, çevre gönüllüleri madenle ilgili kim varsa bir masa etrafında toplanmak istiyoruz. Masada herkes kendi endişelerini ortaya koysun, bağırmadan, çağırmadan, suçlanmadan konuşulsun istiyoruz. Sektörümüzün de dinlenmesini istiyoruz. En büyük şikayetimiz dinlenmemek. Eğer bunu başarabilir akıllardaki tüm soru işaretlerini giderirsek; ülkemizin gelişmesi için daha fazla üretime, daha fazla ihracata, daha fazla istihdama ulaşabiliriz.” 

Ödediğimiz tüm devlet haklarının, orman bedellerinin muhakkak yerel yönetimler ve halkla paylaşılması gerektiğini düşünüyoruz

“Madenciler olarak ruhsat güvenliğimiz yok. Kredi bulma noktasında zorluk yaşıyoruz. Yerel yönetimler ve kamuoyu madencilerin çalışmasını istemiyor. Onay süreci yıllar süren ÇED başvurularımız var. Biz, önümüzdeki engellerin herkesin onay vereceği ve orta noktada buluşacağı bir şekilde kaldırılmasını bekliyoruz. Bunu söylerken de ‘her yer maden olsun’ gibi bir düşünceyle hareket etmiyoruz. Bunu da istemiyoruz. Eğer yer altında ekonomik bir değer varsa bunu çevreyi koruyarak çıkaralım istiyoruz. Batı ülkelerinde görülen örnekler gibi madenciliği geliştirelim istiyoruz. Çevre kaygısını koruyarak, işletmelerin devreye alınmasını istiyoruz. Gerekirse kamu otoritesinin vereceği şartlı izinlerle bu işi yapalım istiyoruz. Madenle birlikte orada gerekli olan tüm arıtma ve koruma tesislerinin devreye alınarak işletmenin açılması sağlanabilir. Bunun da maliyeti neyse maden şirketi karşılar. Ödediğimiz tüm devlet haklarının, orman bedellerinin muhakkak yerel yönetimler ve halkla paylaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Sosyal onay ve sosyal mutabakatla işlerimizi yapmak istiyoruz.” 

 

Yeşil dönüşüm için madenler stratejik önemde

“Şu anda maden sektörü üzerinde olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışılsa da daha yaşanabilir bir dünyada gerekli olan yeşil enerji için dahi madenlere ihtiyaç duyuluyor. Yani, yeşil dönüşüm için madenler stratejik önemde. Çevreye zarar vermekle suçlanan madenler, temiz enerjiye geçişte çok büyük öneme sahip. Yeşil enerji, madenler üzerine kurulacak ve yeşil enerjinin kalbinde madenler yer alacak. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan, yol almamız gerekiyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre; lityum, kobalt, grafit, nikel, bakır, alüminyum gibi madenlerin kullanımı 2040’a gelindiğinde 6 kat artmış olacak. Bu stratejik madenlerle güneş panelleri, rüzgâr santralleri yapılıyor, lityum pillerinde kullanılıyor. Rüzgâr panellerini taşıyacak ayaklar için dahi alüminyuma ihtiyaç duyuluyor.”

 

Madencilerin tarım alanlarına zarar verdiğinin düşünülmesi bizleri rahatsız ediyor

 “Gübreden altına, demir çelikten kömüre kadar ülkemiz 40 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Koca bir tarım ülkesiyiz ancak, gübre ithal ediyoruz. Biz, bu noktada tarımı önceleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Gübre için dahi madenlere ihtiyaç duyulurken, madencilerin tarım alanlarına zarar verdiğinin düşünülmesi bizleri rahatsız ediyor ve derinden üzüyor.” 

Yenilenebilir Enerji Artık Maden SektöründeÖnceki Haber

Yenilenebilir Enerji Artık Maden Sektörü...

AB’den Çin’e karşı büyük NTE İthalat hamlesiSonraki Haber

AB’den Çin’e karşı büyük NTE İthalat ham...

Yorum Yazın